10.6.14

Kızılötesi fotoğrafçılık/İnfrared Fotoğrafçılık Nedir ?

Güneş ışığı ile aydınlanan dünyamızda her nesne kendi özelliğine göre, bizim görebildiğimiz 400-700 nm dalga boyu aralığından çok daha geniş bir aralıkta ışık yansıtır ve yayar. Çeşitli araçlar yardımıyla bu dalga boyları görünür hale getirildiğinde, alıştığımız görüntülerin dışında, ilgi çekici "gerçek dışı" görüntüler elde edilir. Örneğin bitkiler kendilerini ısınmaktan korumak için kızılötesi ışığın tamamına yakınını yansıtırlar. Bu nedenle kızılötesi çekimde beyaz renkte görülürler. İşte kızılötesi fotoğrafçılık, yakın kızılötesi bölgesindeki ışığın görünür hale getirilmesini amaçlar.
Normal fotoğraf filmleri, kızılötesi ışığa duyarlı değildirler. Klasik kimyasal fotoğrafçılıkta kızılötesi fotoğraf çekmek için kızılötesi ışığa duyarlı filmler ve görünür ışığı kesen kızılötesi filtreler kullanılır. Kızılötesi bölgede bizim anladığımız anlamda "renk" olmadığı için bu fotoğraflar "monochrome" yani tek renk olarak elde edilir. Ben burada sayısal (dijital) kızılötesi fotoğrafçılıktan söz edeceğim.
Günümüzdeki sayısal fotoğraf makinalarında bilindiği üzere görüntü sensörleri (CMOS, CCD vs) bulunmaktadır. Bu sensörler normalde yakın kızılötesi ışığa duyarlıdırlar. Ancak bu dalga boyundaki ışık, görünür ışığın fotoğrafı çekilirken bozulmalara yol açabileceğinden, çeşitli filtreler aracılığı ile kesilirler. Bu nedenle standart bir sayısal fotoğraf makinasının objektifi önüne görünür ışığı kesen kızılötesi bir filtre konarak normal pozlama ile fotoğraf çekildiğinde hiç görüntü elde edilemez. Ancak sensörün önündeki kızılötesi filtrenin geçirgenliğine göre çok uzun pozlamalar yaparak (gün ışığında 10-20 saniye veya daha fazla) görüntü elde edilebilir. Daha ucuz ve basit makinalarda bu filtreler daha zayıf olduğundan, daha iyi kızılötesi görüntüler elde edilebilir. Elimizdeki kameranın kızılötesi çekim için uygun olup olmadığını anlamanın bilinen kolay bir yolu, televizyon uzaktan kumandasının bir düğmesine basarak önündeki minik ampulun fotoğrafını çekmektir. Fotoğrafta ampul yanıyor görünüyorsa, kameranız kızılötesi çekime uygun kabul edilebilir.
Bir kısım sayısal kameralarda ise, sensör önündeki kızılötesi filtre kaldırılabilmektedir. Örneğin Sony kameralardaki "Night Shot" modu, bu filtrenin kalkmasıyla gerçekleşir ve kızılötesi fotoğraf için idealdir. Kızılötesi ışığı kesen filtre kaldırılıp objektifin önüne görünür ışığı kesip yakın kızılötesi ışığı geçiren bir filtre konduğunda, kızılötesi fotoğraf çekmek için bir düzenek elde edilmiş olur.

Kızılötesi filtreler
Günümüzde çok çeşitli kızılötesi filtreler bulunmakla birlikte her nedense (belki de yeterince talep olmadığından) Türkiye'de kızılötesi fotoğraf filtresi bulmak ciddi bir sorundur. Ancak yurt dışından kolaylıkla temin edilebilir.
Kızılötesi filtreler kabaca üç gruba ayrılabilirler:
1. Görünür ışığı tamamen kesip yakın kızılötesini geçirenler
2. Görünür ışığın az bir kısmını ve yakın kızılötesi ışığı geçirenler
3. Görünür ışığın tamamını ve yakın kızılötesi ışığın bir kısmını kesenler
Bu filtrelerden görünür ışığın bir kısmını geçirenler kullanıldığında, değişik renk tonları elde edilebilmektedir. Diğer filtreler ile ise yalnızca tek renk tonlu (monochrome) fotoğraflar çekilebilir.


Normal, görünür ışı
Sony DSC V1 + Hoya R72 Infrared filtre + Standart program



                          Canon EOS 20D + Hoya R72 Infrared filtre + Custom White Balance + 13 sn. pozlama


Türkiyede kızılötesi fotoğrafçılığa gönül veren tandığım isimlerse Kazım Kuyucu ve Burak ŞENBAK.

 Kazım Kuyucu aynı zamanda AFIAP ünvanlı bir fotoğrafçımızdır fotoğrafa gönül veren fotoğrafı hayatı yapan kişilerden biridir.Bir çok yarışmada dereceler almış sergiler açmış bir fotoğrafçıdır.

Burak ŞENBAK ise İFSAK başkan yardımcılığı yapmaktadır şuanda.Aynı zamanda kendisi avukattır.Nikoncu olduğundan ayrı bir severim kendisini mizah anlayışı harikadır en azından benim gördüğüm kadarıyla.

Her ikiside kızıl ötesi fotoğrafçılık için ayrı bir makina kullanmakta çift makina gezen fotoğrafçılardan yani kendileri.Bu arada Burak ŞENBAK NİKON'CU Kazım Kuyucu İSE CANON'CU olarak nitelendirilebilir.ikiside kızıl ötesi fotoğrafçılık hakkında konuşmalar yaptı geçtiğimiz günlerde bize, ancak ayrı düştükleri pek çok konu mevcut bunlarda kişisel tarzlardan olsa gerek.

  BURAK ŞENBAK KIZIL ÖTESİ FOTOĞRAFLAR





Kazım Kuyucu Kızılötesi fotoğrafçılık
http://www.kazimkuyucu.com.tr/










9.6.14

+1T Gazete Tasarım Günleri

Bu yıl 9. su düzenlenen 5N1k+1T Gazete tasarım günleri artık geleneksel bir hal almış durumda Zaman gazetesinin öncülüğünde yapılan bu çalışmaya Vodafone,Gold,Casper gibi büyük firmalar sponsor olmuş.17-24 Haziran tarihleri arasında gerçekleşecek olan seminere Türkiye'den ve dünyadan gelecek konuşmacılar arasında yer alan yayın yönetmeni, kreatif direktör, dizayn direktörü, illüstratör, karikatürist, fotoğrafçı, grafik tasarımcı, görsel yönetmenler gazete tasarımının inceliklerini öğrencilerle paylaşacak.





Seminerde derslerin yanı sıra atölye çalışmaları fotoğraf yarışmasıda düzenlenecek.

Katılımcılardan bazıları ise şöyle:

The Telegraph Gazetesi'nin kreatif direktörü Jon Hill,

National Geographic Dergisi'nin art direktörü Juan Velasco

Times of Oman Gazetesi'nin dizayn direktörü Adonis Durado,

National Geographic Dergisi'nin fotoğraf editörü Kim Hubbard,





Time, Newsweek, Rolling Stone ve New York Times için yaptığı çalışmalarla dünyaca üne kavuşan illüstratör Brad Holland, dünyanın en yaygın gazete tasarımcıları kuruluşu olan SND'nin genel direktörü Stephen Komives, ünlü infografik tasarımcısı John Grimwade ve başarılı belgesel fotoğrafçı Andrea Burce.



 Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı ve Radikal Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Eyüp Can

Zaman yazarı Ahmet Turan Alkan

Yeni medyaya aşinalığı ve Dipnot çalışmasıyla dikkatleri çeken usta gazeteci Cüneyt Özdemir

 Yıllardır +1T'den desteğini esirgemeyen usta tasarımcı Bülent Erkmen

Grafik tasarım alanında pek çok ustanın yetişmesinde büyük emeği olan ünlü tasarımcı Sadık Karamustafa

Hürriyet Gazetesi Dijital Medya Koordinatörü Bülent Mumay

Ünlü karikatürist Salih Memecan

Uzun yıllar Hürriyet Gazetesi'nin görsel yönetmenliğini üstlenmiş olan Reha Erdoğan

 Zaman Gazetesi Görsel Yönetmeni Fevzi Yazıcı



Tasarıma ilgi duyan herkes başvurabilecek  seminer geleceğin tasarımcılarını kazandıracak  ülkemize belkide.



Geçen yıl bende başvurmuştum ancak olumlu bir sonuç alamamıştım bu yılki başvurumsa kabul edildi.


Başvurumun kabul edilmesi için ne yapmam gerekli derseniz İndesign,İllustrator,Photoshop,Quarkxpress gibi tasarım programlarında gazeete sayfa tasarımı afiş tasarımlarınızı sayfanın başvuru kısmına jpg olarak eklemeniz gerekmekte.Ben şu şekilde bi portfolyo göndermiştim.


           







 Seminerde en merak ettiğim konuşmacı şimdiden Cüneyt Özdemir ve Juan Velasco.

Programı gün gün buraya aktarmaya ve sizinle paylaşmaya çalışacağım.




Da Vinci's Demons

Da Vinci's Demons
Dizi Leonardo da Vinci'nin hayatını inanılmaz bir kurguyla birleştirmiş ve ortaya bu harika dizi çıkmış. İlk gösterimini Fox ve Starz kanallarında yaptı.Dizinin çekimleri Neath, Port Talbotve Swansea, Wales'deki Bay Stüdyolarında yapıldı.



Tarihsel fantezi diyebileceğimiz fantezi dizisinde bir yandan Leonardo da Vinci'nin 25 yaşındayken hiç anlatılmamış hikayesini, geleceği "icat etme"sini anlatıyor, bir yandan da "fikirlerin ve inançların kontrol edildiği tarihi bir zamanda tek adamın, fikirleri özgür kılma mücadelesi" işleniyor.

Leonardo da Vinci  babasının piç çocuğu durumundadır annesi o doğduktan sonra onları terk etmiştir.
Leonardo da Vinci  keskin zekası sayesinde Floransa da bir anda şöhrete kavuşur ordunun silah mühendisi olur.

Ancak keskin zekası annesini hatırlamasına yardımcı olamıyordur.Dizinin sanatsal mitolojisi, Da Vinci'nin karakteri oluşturulurken "Yapraklar Kitabı" ile alakalı bir görev ve Mithras'ın Oğulları olarak bilinen gizemli kült üzerine inşa edilmiştir


Dizi boyunca Leonardo da Vinci'nin  fotoğraf hafızası da çok farklı bir bakış açısıyla anlatılmış.

Ancak bana absürt gelen nokta Leonardo da Vinci  Heteroseksüel bir birey olarak aktarılması durumuydu.

Ayrıca dizi Osmanlıyı da epey anlatmış kimi insanlar tarafından türklerin kötü karakter olarak anlatıldığı söylense de bir çok yerde Osmanlı ordusu övülmekte hatta Vatikan la girilen savaşları kazanmakta.
Dizinin bir bölümünde ise Osman Gazinin kılıcı anlatılmak da doğruluğu nedir bilinmez ama dizide Osman Gazinin kılıcı Papalığın elinde bulunmaktadır.







Leonardo da Vinci rolünde Tom Riley[10][11]
Lucrezia Donati rolünde Laura Haddock
Count Girolamo Riario rolünde Blake Ritson[10][13]
Lorenzo Medici rolünde Elliot Cowan [10]
Andrea Verrocchio rolünde Allan Corduner

Clarice Orsini, Lorenzo Medici'nin baştan çıkarıcı ve düşünceli karısı rolünde Lara Pulver



8.6.14

Alarm


Hepimizin aşina olduğu çalar saatler  ? Bu kısa filmde ard arada kurduğumuz çalar saatin hayatımıza olan etkisini görüyoruz ..
İyi seyirler




7.6.14

Man Idol Cat/Adam-İdol-Kedi





Yağmurlu bir havada puta tapan bir karakteri anlatıyor kısa film.Bardaktan boşalırcasına yağan yağmurun durması için yalvarıyor puta ama putta kıpırdama yok bir şeylerin yanlış gittiğini anlayan kedi paçayı kurtarıyor.Aslında insanlarmı daha zeki hayvanlarmı burda bir şüpheye kapılıyor insan.








Fotoğraflar ve Hikayeler 2


Taksim İstiklal caddesin'de denk geliyoruz amcayla önce biraz tedirgin oluyorum yanına gidip konuşsam tersler mi diye biraz ilerleyip düşünüyorum bu sırada da onu amcayı gözlemliyorum.

Tek başına kapının önünde oturuyor bir yandan da birasını yudumluyor. İstiklalde gelen geçen herkesi süzüyor belki  de hayaller kuruyor.

Biraz sonra yanına yaklaşıp sigara ikram ediyorum bir dokunursunuz bin ah işitirsiniz ya aynen öyle oluyor.

Nasılsın amca diye konuya giriyorum...

Bekliyorum diyor ve anlatmaya başlıyor.

2005'e kadar bi firmada güvenlik olarak çalışmış ardından ailevi sorunlar yaşamış ve işi bırakmak zorunda kalmış çok geçmeden de karısı kapının önüne koymuş boşanmışlar 2005 den beri sokaklarda yaşıyorum diyor.

Neden huzur evlerine başvurmadın dediğimden acı bir gülümse beliriyor yüzünde emekli olmak gerekiyor yoksa almıyor.

Emekliliğime 2 yıl var onu bekliyorum diyor ama önce nüfus cüzdanı çıkarmam gerek diyor ardından.

Kendisiyle devlet meseleleri hakkında konuşuyoruz her ne kadar sokakta yaşasa da Akp'nin bazı politikalarını beğendiğinden bahsediyor.Tabi arada dertte yanıyor.Alternatif bir parti olmadığını anlatıyor.
Siyaset hakkındaki konuşmasını da hoş ben oy kullanmıyorum ama olsun diye noktalıyor.

Ayakta başlayan sohbetimiz yan yana devam ediyor az da olsa dert ortağı oluyorum ona.

Ayrılma vakti gelince de bir resmini çekebilirmiyim diye rica ediyorum hatrımı kırmıyor ve poz veriyor sağ olsun.





6.6.14

Fotoğraflar ve Hikayeler 1


Isparta Yalvaç'da kahvehanelerin önünden geçerken bi resmini çekiyorum seyit amcanın sonra yanına yaklaşıp resmini çekebilirmiyim dedim önce biraz çekinsede sonrasında kafasını sallayarak kabul ediyor.

Seyit Amca 70'li yaşlarını aşmış çoktan ama hala sigaraya devam ediyor hemde sarma sigara.İlk dikkattimi çekende sigaranın filitresi oldu kendisine sorduğumda da sigaranın tütünleri ağzıma gelmesin diye kullanıyorum bi sigara olmuş 7-8 TL Tabi kaçak yada sarma sigara içicem nasıl alayım onları diyor.


Masasına oturtup zorla çay söylüyor ardından Seyit Amca ve hayat hikayesini anlatıyor anlatırken gözleri doluyor kimi zaman.2 yıl önce 20 yaşındaki oğlunu askere uğurluyor acemilik dönüşü bi sorun olduğunu fark ediyor ama elinden de bir şey gelmiyor aslanlar gibi askere uğurladığı oğlunun ölüm haberini alıyor 1 ay sonra 20 yaşında bir genç G3'ü kafasına dayıyor ve intihar ediyor geride kalan babası Seyit Amca keşke bu yaşıma kadar yaşamaasaydım oğlumun ölümünü görecek ne günah işledim diye yakınıyordu.

Keşke malım mülküm olmasada o geri gelse diyordu.

Muhabeettimizin sonunda ise Seyit amca neden resiminin çekilmemesini istediğini açıklıyor.

''Önce çekindim resmimin çekilmesinden ama sonra dedim belki gazeteye falan çıkarızda güleriz hep beraber arkadaşlarla''

Böylesine güzel insanlarla dolu bir yer Isparta Yalvaç...









Poussiere / Toz




Boş bir çekmecede duran bir toz taneciğinin sır dolu yolculuğu.


Fargo

                           

Fargo, senaryosu, yapımı ve yönetimi Coen Kardeşler'e ait, 1996 yapımı ABD'li sinema filmi.

69. Akademi Ödülleri'nde Fargo iki Oscar kazandı: En İyi Özgün Senaryo Ödülü ve En iyi Kadın Oyuncu Ödülü (Frances McDormand). Film ayrıca BAFTA Ödülü (David Lean Yönetmenlik Ödülü - Joel Coen) ve 1996 Cannes Film Festivali'nde En İyi Yönetmen ödülü de dahil olmak üzere pek çok uluslararası ödül kazandı.






Çok basit duran bir hikayesi varken görkemli hale gelebilen bir suç filmidir.


Şimdilerde ise Fargo dizi seyirciyle buluşmuş durumda pilot bölümüyle seyirciyi kendisine bağlayan fargo bazı noktalarda filme benzese de senaryonun bir kısmının değiştiği karakterlerin özelliklerinin değiştiği aşikar Fargo filmini asıl önemli kılan insanların sıradan oluşuydu ancak dizi'de Loren Malvo adlı karakter standart insan tipinin çok uzağında her şeyi başarabilen bir karakter olmuş. sade bir vücut dili olan, basit sorulara basit cevaplar isteyen  ama o cevaplara göre beklenmedik kapılar açan bir adam. hem de hiç beklenmedik...

Diğer adamımız Lester'sa üst üste gelen olaylar zincirinden sonra Loren Malvo ile tanışır ve pısırık insan tipinden  özgüven sahibi bir insana dönüşür tabi bu dönüşüm sürecinin başında karısını çekiçle öldürüp ardından özür dilemesi cinayet suçunu kardeşinin üstüne atması etkili olmuştur.

lester aslında breaking bad deki walter white karakterinin bir kopyası denebilir zaten dizide de bir breaking bad havası seziliyor.Lester önce insanları kendisine acındırıyor sonra yaptıklarıyla hayran bırakan bir karakter olmuş.

Dizi henüz ilk sezonunu bile tamamlamış değil ama beklediği ilgiyi görmüş durumda.









28.5.14

indesign


22.5.14

İndesign



14.5.14


12.5.14

Dünya Tarihine Damgasını Vuran Diktatörler

Sözlük anlamıyla diktatör; Bütün siyasî yetkileri kendinde toplamış bulunan kimse ve zorba olarak tanımlanmaktadır. Dünya tarihine damgasını vurmuş diktatörler ve talihsiz ülkeler;


Josef Stalin, 1879–1945 yıllarında Rusya’da konakladı. Kurban sayısı 20 milyon. Orta ve Doğu Avrupa’da komünist rejimler kurdurdu. Daha sonra bu ülkelerin dünyadan izole edilmesi Churchill tarafından “demir perde” diye anılmıştı. Lakabı olan ‘Stalin’ Rusça da çelik anlamına gelir.



Adolf Hitler, 1889–1945 yıllarında Almanya’da konakladı. Kurban sayısı 60 milyon. Partililer ve yandaşları kendilerini kısaca Nazi olarak tanımlıyorlardı. Alman ırkının üstünlüğünü kanıtlamaya çalışırken dünyadaki en büyük katliamları gerçekleştiren Hitler’in lakabı Führer yani Lider’di.




Mao Zeodung,1893–1976 yıllarında Çin’de komünizm fırtınaları içersinde 14–20 milyon insanın ölümüne Mao sebebiyet verdi. Mao’ya yakıştırılan lakap ise Başkan Mao’dur.




Kim-il Sung, talihsiz ülke Kuzey Kore. 1912–1994 yıllarında Kuzey Kore’de konaklamıştır. 1948 yılından öldüğü 1994 yılına kadar devlet başkanlığına devam ettirmiştir. Yerine oğlu Kim Jong-il geçmiştir. 3 milyon insanın katili olan Kim-il Sung’ın lakabı Yüce Lider’di.


Saddam Hüseyin, 1937–2006 yılları arasında Irak’ta yaşadı. 2003 yılında Amerika’nın Irak’a müdahalesi sonunda diktatörlüğüne son verildi. 30 Aralık 2006 da asılarak öldürüldü.2 milyon insanın ölümünden sorumlu olan Saddam Hüseyin’in lakabı Büyük Amca idi.


Francisca Franco, 1892–1975 yılları arasında konakladığı İspanya’nın faşist bir yönetiminin liderlerindendir. Faşist yönetiminin bilânçosu 1–2 milyon ölümdü. İspanyolların faşist liderlerin yakıştırdığı lakap El Caudillo yani Lider’di.


Pol Pot, 1925–1998 yılları arasında Kamboçya’da bütün insanların cinsiyet ve yaşlarını gözetmeksizin pirinç tarlalarına süren Pot, komünizm karşıtlığı ile de tanınmaktadır. 3 milyon Kamboçyalının ölümden tek başına sorumlu olmağını son röportajında açıklayan Pot,1998 yılında kalp krizi geçirerek öldü. Lakabı Bir Nolu Kardeş olan Pot’a dünyada yakıştırılan lakap ise Bir Nolu Düşman Kardeş idi.


Benito Mussolini, 1883–1945 yıllarında İtalya’da faşizmin en büyük uygulamacısıdır. Faşist partiler dışında bütün partileri kapatmıştır. İl Duce yani Lider olarak anılan Mussolini 400 bin insanın ölümünden sorumlu kişidir.


İdi Amin, 1923–2003 yılları arasında Uganda da 300 bin insanın ölümünden sorumludur. 90lı yıllarda ülkesindeki Asyalıların özellikle Hintlilerin ülkeyi terk etmesini sağlamıştır.


Slobodan Miloseviç, 2006 yılında Lahey ölmüştür. Bosna’da katliamlar gerçekleştiren, 250 bin insanın ölümünün sorumlusu olan Miloseviç’in lakabı Balkan Kasabı’dır.


Nikolay Çavuşesku, Romanya 1918–1979 yılları arasında Romanya’da konakladı. Komünist patentli bir diktatördü. Kendisine muhalefete izin vermeyen faşist liderlerinde birisiydi. 10 bin kişinin ölümünden sorumludur. Karpatların Dâhisi lakabına sahiptir.




Ayetullah Humeyni-İran- Ayetullah Humeyni ( 17 Mayıs, 1900 – 3 Haziran, 1989), İran’da Şah rejiminin devrilmesini sağlayan Şiî lider. İran İslam Devrimi’nin Ruhani önderidir. 17 Mayıs 1900′de İran’ın Humeyn şehrinde doğdu. 3 Haziran 1989′da Tahran’da öldü.