8.12.16

YOLO Dünyası için Geri Sayım Başladı!

haydar-colakoglu-yolo-uygulama

Ulaşımda En Pratik Yol O!  sloganı ile yola çıkan ve Uber’in karşılaştığı en güçlü rakip olan girişim YOLO için geri sayım başladı. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de yoğun ilgi gören şehir içi, konfor ve kaliteyi birleştiren yolculuklar sağlayan platformlara bir yenisi daha ekleniyor. Kısa süre içinde hayatımızda farklı bir yer edinmeyi hedefleyen girişimin adı YOLO.

YOLO, şehir içinde lüks segment araçlar ile şehir içi VIP taşımacılık hizmeti veren ve sektöre çok iddialı girerek diğer rakiplerine nazaran çok farklı iş modeli ve kazanç vaat eden bir mobil uygulama. Dünyada Uber modeli olarak bilinen mobil uygulamanın Türkiye versiyonu olarak planlanmış olan YOLO, uzun süren Ar-Ge çalışmaları sonucunda ortaya çıkmış.

YOLO’yu dünyadaki benzerlerinden farklı kılan en önemli özellik TR’de hukuksal altyapısının sağlamlığı ve farklı kazanç modelleri. YOLO, hem kullanıcılara, hem de iş ortaklarına sağladığı yeni nesil bir iş modeli ile kısa sürede yola çıkıyor.

haydar-colakoglu

YOLO, TEB Holding ve Çolakoğlu Grup Yönetim Kurulu Üyesi Haydar ÇOLAKOĞLU başkanlığındaki güçlü yatırımcı ve yönetim kadrosu ile de dikkat çekiyor. Yönetim kademesindeki 12 kişilik tecrübeli ekibin, 1 yıl süren çalışmaları sonucu ortaya çıkardıkları YOLO, şehir hayatına yeni bir soluk getirmeyi planlıyor. 

haydar-colakoglu-teb-genel-mudur

Ulaşımdaki zorlukları keyif ve konfor ile çok uygun koşullarda sunmayı hedefleyen ekip adına konuşan YOLO Yönetim Kurulu Başkanı Haydar ÇOLAKOĞLU şunları söyledi;

“Günümüzde temel ihtiyaçlarımızdan biri olan şehir içi konforlu seyahatin hızlı, güvenli ve ucuz olarak sağlanabilmesi başlangıç noktamızdı. Bununla birlikte, kayıt dışı kalan birçok seyahatin kayıt altına alınarak vergilendirilmesi, sektörde hukuksal altyapının sağlamlaştırılması yeni düzende yeni normallere alışan bizler için çok önemli. İşlerimize teknolojiyi en verimli şekilde entegre etmek hem kullanıcılarımıza hem de iş ortaklarımıza yüksek kazanç sağlayacaktır.

YOLO yüzde yüz yerli yapım bir uygulamadır. Amaçlarımızdan biriside bu iş modelini hızlı bir şekilde ülke dışında da kullanılan bir marka yapmaktır. YOLO’nun temel felsefesi bundan ibarettir. 

Kendi kurucularımızın sağladıkları desteklerin yanında, henüz başlangıç aşamasında iken Los Angeles merkezli bir yatırım şirketinden 16 milyon dolar değerleme ile bir kısım yatırım aldık. Kendileri ile yaptığımız çalışmalar sonucunda da “you only live once” baş harflerinden oluşan YOLO isminde karar kıldık. Bunun yanısıra Los Angeles, San Francisco, Londra ve Zürih merkezli yatırımcı grupları ile de görüşmelerimiz devam etmekte. Bu güç birliği platformu ile hem UBER gibi bir dünya devine rakip olacak, hem de Türkiye’den bir dünya markası çıkartabilmek için çalışacağız.

haydar-colakoglu-yolo-turkiye

Başlangıç gününde 300’ün üzerinde araç ile hizmet verecek olan YOLO ile kullanıcılar, tek tuş ile araç çağırabilecek, ulaşım ücretlerini kredi kartları ile ödeyebilecekler. Araçta unuttukları herhangi bir eşyanın güvende olduğunu bilecekler. Yıl sonu hedefimizde 1000’i aşkın araçla hizmet vermek var.

Bu uygulamaların yanısıra yolcularımızı çok özel kampanyalardan da faydalandıracağız. Farklılıklarımız, ilk günden bu ayrıcalıklar ile görülecek. Kasim ayında acilacak beta surumu ile İstanbul`un bazi seckin mekanlarinda yapilacak test surusleri ile hizmete baslayacak olan uygulama üzerinden özellikle tanıtım günlerimizde kayıt yaptıran yolcularımıza 15 Aralık - 4 Ocak tarihleri arasında ücretsiz ulaşım hakları, çeşitli promosyonlar sağlayacağız. Açılışa özel bu kampanya gibi birçok büyük kurumdan da kampanya desteği alan YOLO ile yolculuklarınızın standartları değişecek. YOLO’yu hepinize tavsiye ediyorum. YOLO dünyasına hoş geldiniz.”

GooglePlay ve AppStore dan indireceğiniz uygulama sayesinde YOLO dünyasında siz de yerinizi alın. Detaylı bilgi ve iletişim için www.yolo.com.tr adresinden YOLO’ ya ulaşabilir @yolo_turkiye Instagram adresinden de takip edebilirsiniz.

 

Bir boomads advertorial içeriğidir.

7.12.16

Suriye Son Durum Haritası (Ekim 2016)

Esad Rejimi  – Hizbullah, Rusya, İran ve Şii Milisler
Muhalifler – Ahrar uş-Şam, El Nusra, ÖSO vb.
PYD/YPG  – SDF çatısı altındaki küçük gruplar ve PKK
IŞİD – Örgüte biat eden yerel milis güçler ve aşiretler
Ekim 2016 Suriye Haritası
Ekim 2016 Suriye Son Durum Haritası
Suriye’de Hama‘nın kuzeyi İdlip’te muhaliflerin kazanımları sürerken, Türkiye destekli ÖSO güçlerinin sınırda IŞİD’e karşı ilerleyişi devam ediyor. Lazkiye’nin kuzeyi Hatay’ın karşısında Türkmen Dağı bölgesinde bazı yerleşim bölgelerini ele geçiren rejimin Halep saldırıları ağır şekilde hız kesmiyor. Halep‘te rejim güçleri güneyden sağladığı kuşatmayı daha da genişleterek kontrol sahasını genişletti. Halep’in kuzeyinde de bazı kamp ve bölgeleri ele geçiren rejim, Deyr ez Zor’da IŞİD’e karşı küçük bir ilerleme sağladı. SDG çatısı altındaki YPG ise Afrin‘in doğusunda El Bab yönünde bazı köyleri IŞİD’den aldı.
*** Bu ay en az kazanımı PYD’nin sağladığı, IŞİD’in kan kaybettiği, muhaliflerin ise Halep dışında bazı kazanımlar elde ettiği söylenebilir. Rusya desteğiyle Esad rejimine bağlı güçler ise Suriye’de en fazla ilerleme sağlayan taraf oldu.
ARALIK 2016 GÜNCEL HARİTA
Suriye ile ilgili geçen ayın bazı önemli başlıkları:



– BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun “Halep’te tahrip gücü yüksek bombalar kullananlar, savaş suçu işlediklerini biliyorlar.” dedi.
– ABD Dışişleri Bakanı, Rusya’nın Halep’teki saldırıları durdurmaması halinde Rusya ile yapılan anlaşmaları askıya alacaklarını açıkladı.
– PYD lideri Salih Müslim, dün ABD Dışişleri’nin “Kantonların birleştirilmesine karşıyız” açıklamasından sonra bugün Rusya’ya övgüler dizdi.
– ABD Dışişleri Bakanı Kerry Türkiye’nin uçuşa yasak bölge teklifi için ilk defa “Muhalif bölgelerde böyle bir plan uygulanabilir.” dedi.
– Irak’ta neredeyse ordu haline gelen Haşdi Şabi örgütü, Suriye’nin kuzeyinde PYD’ye karşı savaşacak milis gücü kurdu.
– Türkiye’nin Suriye’de düzenlediği ‘Fırat Kalkanı’ Harekatında toplam 10 şehit verildi.
– Halep’e gönderilmek üzere kentin batısında bekleyen BM yardım konvoyu, “Suriye veya Rusya’ya ait savaş uçakları tarafından” vuruldu.
– ABD öncülüğündeki koalisyon, Suriye’de Deyrizor yakınlarında rejime ait askeri üssü bombaladı ve 62 Suriye askerin öldürüldüğü açıklandı.
– ABD’nin Suriye’de rejim askerlerini bombaladığı Deyrizor’da, Suriye Ordusu’nun ABD’ye ait bir İHA düşürdüğü açıklandı.
– ABD ile Rusya, Suriye genelinde Kurban Bayramı’nın ilk gününde 12 Eylül’de, ateşkesin başlaması konusunda anlaştı ve ateşkes bir hafta sürdü.
– Fetih Ordusu ve Şam’ın Fethi Cephesi Komutanı ile birlikte üst düzey muhalif komutanlar, ABD’nin düzenlediği hava saldırısında öldürüldü.
– CIA Direktörü John Brennan, ”Silahlı grupların Şam ilerlemesini ve Esad rejiminin çökmesini istemiyoruz.” dedi.
– İsrail güvenlik servisi Şin Bet’in eski başkanı olan Avi Dichter, “Suriye’nin bölünmesi işimize gelir fakat Hizbullah güçlenmemeli” dedi.
– IŞİD sınırdan temizlendi, Türkiye’nin aylardır planladığı Azez-Cerablus hattı birleşti.
– PYD’nin Afrin’den sonra şimdi de Menbiç’te, 16 yaş üstü kız ve erkekler için zorunlu askerlik uygulaması başlattığı bildirildi.
– Geçtiğimiz ay kuşatması kırılan Halep’in rejim saldırıları sonrası tekrar kuşatmaya alındı.

28.2.16

Beyaz ve Sağlıklı Dişlere Kavuşmanın En Pratik 5 yolu

Bugün hayalinizdeki beyaz ve sağlıklı dişlere en pratik şekilde kavuşma yollarını paylaşacağım. İşte dişlerimi korumamı sağlayan ve rahatça gülümseme nedenim 5 diş temizleme pratiğim :)

Beyaz ve Sağlıklı Dişlere Kavuşmanın En Pratik 5 yolu

1. Rutinlerinize Uyun
Hayatta en önemli şey sanırım sizin için iyi olan ne varsa alışkanlık haline getirmek. Spor yapmak, sağlıklı beslenmek gibi aslında kişinin kendisine bakması ve temizliğine dikkat etmesi de önemli. İşte bu yüzden diş temizliği rutinlerinizi belirleyin ve ona uyun.
Her sabah ve gece yatmadan önce dişlerinizi mutlaka fırçalayın! Bu alışkanlığınızı halen kazanamadıysanız bugün zaman kaybetmeden kendiniz ve diş sağlığınız için büyük karar verebilirsiniz.

2. Size Uyanı bulun!
Nasıl ki giydiğiniz kıyafetler tarzınızı yansımadığında kendinizi o kıyafetin içinde yabancı gibi hissediyorsunuz, aslında kişisel bakımlarınız da öyle. Diş ve diş ati yapınıza en uygun fırçayı bularak diş temizliğinizi daha verimli yapabilirsiniz.

3. Kendinize Zaman ayrın!
Bir şeyi yapıyor olmak kadar onu doğru sürede ve doğru şekilde yapmak da çok önemli. Özensiz bir biçimde yaptığınız hiçbir şey tam olmayacaktır. O yüzden dişlerinize ve kendinize zaman ayırın. Bu zamanı doğru fırçalama teknikleriyle yaparsanız emin olun kısa sürede farkı siz de fark edeceksiniz.

4. Bazı Ayrılıklar Çok Güzel!
Vedalar ve ayrılıklar hep can yakar ama aslında bazı ayrılıklar size çok iyi gelebilir :) Nasıl mı? 3 ayda bir diş fırçanızla vedalaşın ve hijyen açısından önemli bu değişikliği bir alışkanlık haline getirin.

5. Yol Arkadaşınızı İyi Seçin!
Geldik en önemli maddeye. Diş fırçanızı seçtiniz, kendinize zaman ayırdınız, her şeyi tam yaptınız ama diş temizliğinde istediğiniz verimi halen alamıyor musunuz? O zaman doğru diş macununu kullanmıyor olabilirsiniz. Bu konudan mustarip olanlara önerim; Procter and Gamble’ın dünyada pazara sunduğu en gelişmiş beyazlatıcı diş macunu olan 3 Boyutlu Beyazlık Luxe Perfection İpana olacak.
Yeni İpana 3D White PERFECTION diş macunu İpana’nın en hızlı ve en güçlü beyazlatıcı diş macunu. Perfection diş macunu 3 Boyutlu Beyazlık ailesinin en ileri ve etkili beyazlatıcı diş macunu teknolojisini içerir. Böylece diş minesine zarar vermeden sadece 3 günde diş yüzeyindeki lekelerin %100’e kadarlık kısmını etkin biçimde çıkarıyor. Ben bu ürünü çok sevdim, satın almak isterim derseniz tıklayınız.

Tüm bu maddeleri eksiksiz yerine getirenler olarak bol bol gülümsemeyi hak ettik sanırım :)

P.S. Bana bu bilgiler yetmedi, ağız ve diş sağlığı üzerine daha çok şey merak ediyorum diyenleri aşağıdaki siteye alalım.  
http://www.agizbakimuzmani.com/

#ipanaperfection  #gülüşünügöster

İçerik Kaynak: http://www.e-gunlugum.com/
Video Kaynak: https://www.youtube.com/watch?v=RZ5ymuChrW0

 

Bir boomads advertorial içeriğidir.

3.12.15

Deep Dijital Reklam Ajansı

12Konu tamamen değer yaratmakla ilgili.

Deep Dijital bir dijital ajans olarak markalar için standart fikirler ve –miş gibi yapan işler üretmez. Markanın rekabet gücünü artırmak için değer yaratacak yaratıcılık peşindedir. Zenistanbul bünyesinde kurulan Deep Dijital reklam ajansı; Uzun vadeli bakar, gözünü ufka diker. Şaşırtıcı olanı arar. Farklı olanın zenginliğine inanır. Mıknatıs etkisini hedefler. Sıradışının anlamını çekiştirir. Entegrasyona aşıktır. Reklam dünyasına farklı gözlerle bakar. Kısa sürede sektörde hızla büyüyen ve gelişen Deep Dijital markaların beklediğinden çok daha fazlasını onlara sunar. Kendisiyle çalışan markaların sektörde fark yaratmalarını sağlar. Marka değerini ve bilinirliliğini arttırır.

Neler Yapar

Dijital Pazarlama Fikirleri,Yaratıcı Dijital İletişim Fikirleri,Sosyal Medya ve Dijital İletişim Stratejisi, Sosyal Medya Yönetimii Sosyal Medya Uygulamaları, Sosyal Medya Reklamları ve Kampanyaları, Dijital PR, Viral Pazarlama, Display, Google SEO-SEM, Social CRM, Mobil Uygulama, Monitoring, İçerik Geliştirme  

20.5.15

Doğuş Otomotiv Trafik Hayattır!

Araç kullanırken telefonla konuşmayın, hayatı susturmayın!
Çünkü Trafik Hayattır!

Hayatımızın en önemli unsuru haline gelen trafik güvenliği konusunda farkındalık yaratmayı hedefleyen ve örnek uygulamalar geliştiren Trafik Hayattır platformu iletişim faaliyetlerine ara vermeden devam ediyor. Toplumsal sorumluluk alanı içerisinde trafik güvenliğine öncelikli olarak önem veren Doğuş Otomotiv, Trafik Hayattır ile trafikte saygı kültürünü yaygınlaştırmayı hedefliyor.

Trafik güvenliği konusunda Türkiye’nin en istikrarlı kurumsal sorumluluk markası haline gelen Trafik Hayattır platformu 10 yılı aşkın süredir, çeşitli bilinçlendirme projelerini başarıyla yürütüyor.

Trafik güvenliğini ve yaya güvenliğini sağlamada en önemli unsurlardan cep telefonu kullanımına, farklı projeleriyle dikkat çeken Trafik Hayattır platformu, yeni bir animasyon yaparak ‘araba kullanırken cep telefonu ile konuşmanın’ dikkat dağınıklığına sebep olduğunu vurguluyor.

Cep telefonu kullanımı her geçen gün artıyor. Buna paralel olarak şehir içi kazalarında da artış söz konusu. Cep telefonu ile konuşmanın reaksiyonları %80 azalttığı gerçeğini göz önüne alırsak Trafik Hayattır bu konuya eğilerek doğru bir strateji uyguluyor.

Bir boomads advertorial içeriğidir.

19.5.15

Mcdonls'a İlk Kez Gitmek

19 Mayıs coşku ile sevinçle sokaklarda kutlanırken. Ne mutlu Türküm diyene çığlıkları atılırken sokaklarda kız arkadaşımın doğum günü için bende telaş içerisindeydim. Ne alsam ne yapsam ?
Güzel bir çiçek yanında pastası güzel hediyeleri yan yana dizidim. Ziraat Bankasından aldığım öğrenim harcını doğum gününe yatırdım diyebilirim herhalde. Güzel bir gün geçirdik hep birlikte eğlendik, güldük, sevindik.

Hava yavaş yavaş karardığında eve gitmek üzere otobüs durağına doğru yol almaya başladım  bu sürede yaklaşık 30 km'lik yolu düşünüyordum. Otobüs durağına geldim ve dakikalar geçmesine rağmen gelmeyen otobüse de içten içe küfürler ediyordum. Aynı zamanda evin harap halini düşündüm öğrenci evi klasiği işte aşırı dağınık ve pis durumdaydı. Bunun yanında sabah ev arkadaşımın attığı mesajda ayrıca canımı sıkmıştı. Elektiriğimiz kesilmişti. 3 gün öncede doğalgazımız. Ev arkadaşları ile yaşanan problemler bazen insanı çileden çıkarabiliyor bende o rattedeydim sorumsuzlukları ve tüm suçu bana atmaları artık canımı epey sıkmıştı. Ben tüm bunları düşünürken otobüste gelmek nedir bilmedi ama kararlı bekleyişim sonuç verdi. Otobüse bindim ve 40 dk da yürüyeceğim yere 10 dk da varmıştım.

 Eve gidince aç kalacağımı bildiğim için merkezde bir şeyler yemek için Mcdonls'a girdim sevdiğim menüden söyledim hemde en büyüğünden olsun dedim kendime de bir kıyak geçtim. Yemeğim hazırlandı oturdum kolları sıvadım tam yemeye başlayacaktım ki hemen yanımda iki kız çocuğu belirdi Suriyeli oldukları her hallerinden belliydi zaten.

 İlk başta söyledikleri yarım yamalak türkçe kelimeleri tam olarak anlayamadım istemsizce elimi cebime atıp 1-2 lira ile başımdan savmak istedim her zaman olduğu gibi, ancak elimi cebime atar atmaz çocuklar para istemiyoruz abi biz açız dediler. Cebimde ki son 50 lirayı ve paramın yatmasına kalan 11 günü düşünmedim gittim siparişini verdim çocukların, bu sırada diğer kız çocuğu abi ben gidip masana oturayım yemeğine birşey olmasın dedi ve koşarak gitti. Diğer kız çocuğuna bende ben masaya geçiyorum yemeğini alınca gel yanıma dedim.

 Yemekleri hazırlandı ellerinde tepsiyle geldiler. Bir yandan yerken sorular sormayı da eksik etmedim tabi. Babanız ne iş yapıyor dedim klasik cevabı aldım "öldü". Daha önceden ne iş yapardı dedim Halep'te imamdı dediler. Oda camide bizim gibi para toplardı dedi bir diğeri. Halep nasıl dedim çok güzeldir Halep ama burasıda güzel dediler. Bir yandan karınlarını doyururlarken bende sorularımı peşi sıra sordum hem korkarak hemde merak içerisinde.

Kiralarını ödeyemediklerini bir çocuğun oyun oynarken onları havuza attığı ve üstlerinin neden ıslak olduğunu anlatıyorlardı bana. Buradan sonra direk eve gidin tamam mı dedim olmaz para toplamamız gerek kiramızı ödeyemedik yoksa bizi evden atacaklar biz ne yapacağımızı bilmiyoruz bu yüzden dediler. Diğeri biz erkek olsaydık abi gecede durabilirdik ama biz kızız burda Suriyeli kızları sürekli kaçırıp götürüyorlar bizde korkuyoruz bizi de götürürler diye ekledi.

 Yemek yemeye devam ettik Kürt'müsünüz diye sordum çocuklara bu kez korkarak evet dediler bende kürdüm diyince yüzlerinde büyük bir gülümseme oluştu ve Kürtçe sohbete başladık ben yarım yamalak Kürtçemle konuşmaya çalıştım onlar bana güldü bu sefer. Az önce ben onların yarım yamalak Türkçesini anlamazken bu seferde  onlar benim Kürtçemi anlayamadılar tabi bizde orta yolda bir karar kıldık biraz Kürtçe biraz Türkçe anlaştık. Küçük kız ara ara kendi kendine gülüyordu ne oldu dediğimde ise ablası bu böyle sürekli gülüyor cevabını verdi onca yaşanan şeyden sonra gülebilmek sadece çocukların başarabileceği bir  şey demek ki. Yemeğimiz bitti ayrılık vakti geldi. Beni görürseniz yine yanıma gelin dedim ve uzaklaştım oradan.

İçimde büyük bir öfke ile geçen seçim aracınıda izlemeye koyuldum iktidarın yaptığı yanlışları tek tek gözden geçirdim önce, sonra durdum ve kendimi gözden geçirdim. Bu çocukarın bir aylık kiralarını verecekleri parayı ben bir günde yiyordum kimi zaman. Az önce otobüs durağında eften püften sorunları sıkıntı haline getirirken bu küçücük bedenlerin bu problemler ile nasıl başa çıktığını düşündüm.

 Aklım almadı.

 Sonra aklıma sabah ki "Ne Mutlu Türküm Diye" bağıran insanların sloganları geldi, ardından da Grup Yorumun "İnsan Pazarı" şarkısında dediği gibi "Açlığın dini olmaz yoksulluğun vatanı" sözleri geldi.

O çocuklar hayatlarında ilk kez hamburger yediler.

1.5.15

Soma İçin Bir Olduk:  Çocukların yüzündeki gülümseme her şeye değer...
Allianz Türkiye, sivil toplum örgütleriyle el ele vererek, bölgede etkilenen vatandaşlara ulaşabilmek, onların yaralarını sarmak ve yeni başlangıçlarını desteklemek için Soma’daydı. Soma’da 2014’te gerçekleşen ve ulusumuzu derinden sarsan maden faciasının ardından, Afetlerde Psikososyal Hizmetler Birliği (APHB) ve Bilim Kahramanları Derneği (BKD) ile işbirliği yapılarak “Allianz SomaDA”yı (Soma Dayanışma Ağı) geliştirdi.
Soma faciasından en çok etkilenen yerlerden biri de Kırkağaç. Kırkağaç’ta yaşayan 12 yaşındaki Yiğit, okuldaki 12 arkadaşıyla birlikte bir bilim kahramanı ekibi kurdu. Önce yapamayacaklarından korktular. Çalıştılar, çalıştılar, çalıştılar, bilgisayarda yazılım geliştirip, legodan yaptıkları robotlarına yüklediler. Bu bilim yolculuğu, özgüven ve başarı doğru yeni başlangıçları müjdeliyordu.
Allianz SomaDA”yı kapsamında, BKD ile yapılan işbirliği sayesinde, Soma çevresinde, olaydan etkilenen 6 ilçedeki 16 okulun, Bilim Kahramanları Buluşuyor turnuvasına katılımı sağladı. 34 gönüllü öğretmen, 150’ye yakın öğrencinin oluşturduğu 17 farklı Allianz SomaDA takımını 4 ay boyunca turnuvaya hazırladı. Bu yolla, öğrencilerin normal hayata dönüşü desteklenirken, psikososyal ve kişisel gelişimlerine de katkı sağlanması amaçlandı.
Allianz SomaDA”nın bir ayağı da faciadan etkilenen ailelerin çoğunlukta olduğu Dursunbey’deydi. APHB ile yapılan işbirliği sayesinde, Dursunbey’de bir psikososyal destek merkezi açıldı. Çocuklara, yetişkinlere ve gruplara yönelik üç görüşme odası bulunan Dursunbey Psikososyal Destek Merkezi’nin hizmetleri, merkeze uzak bölgelere de ulaştırıldı.

Bir boomads advertorial içeriğidir.

5.3.15

MAMUT İLE YENİ YETENEKLERİ KEŞFETMEYE HAZIR MISINIZ?


Son senelerde sanat alanında yapılan yatırımlar ve etkinlikler gün geçtikçe artıyor ve gelişiyor. Özellikle İstanbul’da hayat bulan bu tarz etkinliklerden biri var ki, çok kısa sürede hem kendine has tarzı hem de izlediği yol ile oldukça ses getirdi. Bundan 2 sene önce, ulaşılabilir sanat alternatifi olarak yola çıkan ve her yıl yeni sanatçıların üretimleriyle gelişen Mamut Art Project’ten bahsediyoruz. Mamut Art Project bu sene Akkök Holding’le birlikte yoluna devam ediyor. Akkök Holding gibi güçlü şirketlerin genç sanatçılara destek olması, hiç şüphesiz ülkemizde kültür sanatın gelişmesinde ve yaygınlaşmasında önemli rol oynuyor. MAP’15 by Akkök hakkında daha fazla bilgi almak isterseniz, www.mamutartproject.com adresini ziyaret edebilirsiniz.
Proje, genç sanatçıları, koleksiyonerler, galeriler, kültür-sanat kurumları ve sanatseverlerle galeri, müze, atölye gibi alışılagelmiş mekanların dışında, bir araya getirmeyi hedefliyor.
İsmini de insanoğlunun mağaralarda keşfedilmiş ilk çizimlerinde en çok görülen figürlerden biri olan “mamut”tan alıyor. Bir başka deyişle, “Mamut” bu projede sanatçıların büyük kitlelere göstereceği ilk eserlerini simgeliyor.
Mamut Art Project 2015 by Akkök’ün her yıl alanında uzman farklı isimlerden oluşan jürisi bu sene, Agah Uğur, Başak Şenova, Eda Kehale Argun, İnci Eviner ile Osman Erden'den oluşuyor. Jüri bu yıl başvuruda bulunan 1000’e yakın portfolyoyu değerlendirdi; yurtiçi ve dışından toplam 56 genç sanatçının 400 adet eserini sergilemeye layık buldu. Projeye bu yıl İstanbul, Ankara ve İzmir’in yanı sıra Diyarbakır, Konya, Nevşehir, Van, Karabük, Malatya, Kırklareli, Edirne’den genç sanatçılar da ilgi gösterdi. Mamut Art Project 2015 by Akkök, bu sene sınırlarını Türkiye dışına taşıyarak Fransa, Ukrayna, Almanya, ABD, Avustralya, Hollanda, Bulgaristan, İsviçre, İran’dan sanatçıların da ilgisini çekti.

Nerden çıktı bu Mamut?
Bu yıl 26-29 Mart 2015 tarihleri arasında KüçükÇiftlik Park’ta düzenlenecek olan Mamut Art Project by Akkök, fotoğraf eğitimi alan Seren Kohen’in girişimi ve sanat tarihi ve kültür politikaları üzerine çalışmalar yapan Tuba Kocakaya’nın sanat direktörlüğünde gerçekleşiyor.
Mamut Art Project 2015 by Akkök, her sene sanatseverlere yeni sanatçıları keşfetmeleri ve uygun fiyatlar ile ilk koleksiyonerlik adımlarını atabilmeleri için alternatif bir platform yaratıyor.
Bu sene sanatseverleri neler bekliyor?
Genç sanatçıların eğilimlerini, değişen trendleri yansıtan önemli bir platform olma rolünü de üstlenen Mamut Art Project 2015 by Akkök sergisine gelenler özellikle resim alanında bu sene farklı tarz ve tekniklerdeki çalışmaları görme fırsatı bulacaklar. Sergide ayrıca video art çalışmalarının yanı sıra fotoğraf ve güncel sanatın giderek gelişen ve cazibesi artan bir alanı olarak nitelendirilen sound art örnekleri de 26-29 Mart 2015 tarihleri arasında KüçükÇiftlik Park’ta izleyici ile buluşacak.
Bu günlerde karşınıza “Mamut çıkabilir!” dikkatli olun… 
Mamut Art Project 2015 by Akkök projesi çerçevesinde Pera, Sakızağacı, Maçka, Pangaltı, Etiler Akmerkez, Bağdat Cad. Kaya Taksi başta olmak üzere İstanbul genelindeki taksi duraklarında “Mamut sağolsun!” yazılı taksilere rastlayabilirsiniz.
Bir bilgi daha, “Mamut” taksileri “Mamut Art Project 2015 by Akkök” sergisinin açılış günü olan 26 Mart Perşembe günü sergi ziyaretçilerini KüçükÇiftlik Park’ın kapısında karşılayacak.
Siz de eserinizi sergileme şansı yakalayın!
Akkök Holding ve Mamut Art Project’in birlikte gerçekleştirdiği #yourartismyheart etkinliğine katılan 3 kişi eserini etkinlik süresince Akkök Lounge’da sergileme imkanına sahip olacak. Katılmak için çektiğiniz fotoğrafı Instagram ya da  Twitter hesabınızdan #yourartismyheart hashtagiyle paylaşmanız gerekiyor. Yarışma hakkındaki detayları www.yourartismyheart.com adresinde görebilirsiniz. Ayrıca gönderdiğiniz fotoğrafın daha fazla oy alması için buradan arkadaşlarınıza da gönderebilirsiniz.
Bir boomads advertorial içeriğidir.

17.6.14

ANDREA BRUCE


1271695316bruce02

Zaman gazetesinin düzenlediği +1T kapsamında düzenlenen seminerlerin ilk gününde yabancı konuklardan Andrea Bruce Fotoğraf ve Yaşadıkları üzerine bir konferans düzenlendi.


Öncelikle biraz Andrea Bruce'yi anlatmak istiyorum.


Andrea Bruce kendisini belgesel fotoğrafçı olarak tanımlıyor Son sekiz yıldır The Washington Post ekibine bağlı bir fotoğrafçı savaş ve savaş sonrası yaşanan dramatik konuları işliyor 7 yıl kadar Irak'da yaşamış Afganistan,Kazakistan,Guatemala,Bangladeş gibi ülkelerde daha çok New York Times,National Geographıc gibi ünlü gazete ve dergilerin foto muhabirliğini yapmakta şuan da ise Suriye iç savaşı nedeniyle Şam'da görev yapmakta.


Tanıdığım ve gördüğüm en iyi fotoğrafçı olduğunu söyleyebilirim.


Konuşmasına Irak 'da yaşadıklarından başlıyor Andrea Bruce.


Söyleşiden Notlar:


-Ülkemin bazı yönlerini çok seviyorum ama bazı yönlerini de tabi ki desteklemiyorum diyerek sözlerine başlıyor.


-Amerika da ki insanlara başka ülkelerin kültürlerini yaşadıklarını anlatmak istedim.Arka Bahçemiz olan diğer ülkelerin anlaşılmasını istedim.


-Amerika ve batı toplumu doğudan habersiz "Bu uçurumda bir köprü olmaya çalıştım.başka kültürleri ülkeye tanıtma ihtiyacı hissettim.


-Iraklı kadınların bahoz giymesi çok zor terliyorlar.(Ne kadar insani düşündüğünün kanıtı belki de bu cümle)


-Irak savaşına baktığımızda askerler açısından da büyük bir sorun var daha önce amerika dışına çıkmamış insanların kendisinden çok farklı bir toplumun içine girmesi onları bir nevi şoka sokmuş tabiki daha büyük sorunlar var ama sorunlardan biri de bu.


-Fotoğraflarımda bazen Hayali bir dünya kurmak istedim.

combat-zone_by-Andrea-Bruce

-Bazı ülkelere yasal yollarla giremediğinden kaçak olarak girdiğini anlatıyor Andrea Bruce.


-Fotoğraflarda detaya inmek yaşama hissini daha güçlü kılabilir.


-Kazakistan'da Rusların Nükleer bombalarını testi sonucu halen insanlar sakat doğmakta.


Kısa Hikayeleri


Irak: Irak'da da her ülkede olduğu gibi kadınların bir kısmı fahişelik yapmakta bunların büyük çoğunluğunu ise kocasını kaybetmiş insanlar oluşturuyor.Fahişelerin hayatını çekmeye karar verdim ancak bir çoğu para istedi.Daha sonra Hala ile tanıştım Amerika Irağa ilk girdiğinde kocası bombalarla öldürülüyor çocukları ile yapayalnız kalıyor ve bir süre sonra çocuklarını hayatta tutabilmek için bu yolu seçiyor.Hala durumu kabullenmiş güçlü bir kadın "Bu yapmak istemediğim bir şey ama bulunduğum pozisyon"diyor.


PH2008111402889

Kazakistan: Andrea Bruce Kazakistan köylerini gezerken bir anne ve iki oğluna denk geliyor oğulları 5 yaşındaki bir çocuğun akıl yapısına sahip Rusların nükleer saldırılarından etkilenmişler.Anne ve oğullarının resimlerini çekiyor ve anne Andrea Bruce'ye başka birinin daha gelip fotoğraflarını çektiğini söylüyor hatta fotoğrafı çekenlerin evin tüm dizaynını baştan yapıp fotoğraflar çektiğini anlatıyor ve yayımlanan dergiyi gösteriyor fotoğrafçı olayı olduğundan çok farklı anlatmış yaşananla alakası olmayan bir hikaye üretmiş adeta buda Andrea Bruce sinirlendiren olaylardan bir tanesi.



Kazakhstan Nuclear Aftermath


Afkanistan: Afaknistanda daha çok mülteci kamplarını gezmiş ne afgan hükümeti nede yardım kuruluşlarının yardımları yeterli olmuyormuş insanlar çadırlarda ve inanılmaz olan soğuklarda yaşam mücadelesi veriyormuş Afgan hükümetine bize yardım edin soğuktan bebeklerimiz ölüyor dendiğinde Afgan hükümeti bunu yalanlamış Andrea Bruce kamptakilerle konuşmuş ve bir gece Andrea Bruce'yi çağırmışlar soğuktan ölen bir bebeğin resmini çekmesi için bu resim bir çok yerde Noel'den önce yayınlanmış ve büyük yankı bulmuş inanılmaz yardımlar yapılmış kampa.

aaaaaa

Andrea Bruce hayatını fotoğraf sanatına adamış bir kadın güçlü ve feminen bir kadın psikolojisi tüm bu olanları kaldırmış hatta nasıl kaldırdınız tüm bu olanları sorusuna yoga yapıyorum hayatımı dengelemeye çalışıyorum diye cevap veriyor savaşa öylesine alışmış.




Aldığı ödüllerin arasında; Beyaz Saray Haber Fotoğrafçıları Birliği (Yılın Fotoğrafçısı ödülünü dört kez aldığı) ödülü, Uluslararası Yılın Fotoğrafları Yarışması ve New York’taki Denizaşırı Basın Kulübü tarafından John Faber Prestiji bulunmaktadır.


Sergileri:


“Görünmeyen Irak”


Reel Iraq Festival


Edinborough, İskoçya, Bahar 2009


“Dünyayı Resimlemek”


The Ackland Sanat Müzesi


Chapel Hill, NC, 2008, seyahat


“Bugünün Öncüleri: Irak ve Afganistan’daki İki Kadın Fotomuhabiri”


(Stephanie Sinclair ile ortak sergi)


Museum of Photographic Arts


San Diego, CA, Yaz 2006


Andrea Bruce_Area_Visual_4DSC_0112  ae01 AB_43-2 1272100493untitled-2 earth09-2 guate08-1 s01 03-2 1271695622bruce03 1271695853bruce12 1271695818bruce10 1271695715bruce07

13.6.14

Philipp Banken ve İllustrasyon














http://www.philippbanken.com/

10.6.14

Geçmişten Günümüze PlayStation

1995 - Playstation
Sony9 Eylül 1995 yılında Kuzey Amerika'da yer alan oyuncularıPlaystation ile tanıştırdı. O dönemin konsollarına oranla çok çok üstün bir donanım ve performansa sahip olan bu ev konsolu, oldukça güzel dizaynı sayesinde herkesin ilgisini toplamayı başardı.


2000 - PSOne
Aradan geçen beş yıllık sürecin ardından Sony sessizliğini yepyeni tasarımlı bir Playstation üreterek bozdu. PSOne adını verdikleri bu makyajlanmış ev konsolu donanım açısından herhangi bir farklılığa sahip olmasa da, kompakt tasarımı sayesinde dikkat çekmeyi başardı.
PSOne sayesinde konsolunuzu alıp bir başka yere rahatlıkla taşıyabiliyordunuz. Sony'den yine oldukça başarılı bir hamle gelmişti diyebiliriz. Ayrıca üzerine takılabilen LCD ekranı sayesinde konsol bir nevi taşınabilir hale gelmişti.



2000 - PlayStation 2
PSOne'ın piyasaya sürülmesinin üzerinden bir ay geçmişti ki, oyun dünyası neye uğradığını şaşırdı. Çünkü PlayStation 2 piyasaya sürülmüştü. Tam olarak 26 Ekim 2000 tarihinde piyasaya sürülen konsol, satış rakamlarıyla Sony'i oldukça memnun edecekti.
Artık ekstra bir aparata ihtiyaç duymadan film ve müzik CD'lerinizi oynatabiliyordunuz. DVD desteği sunuyor olmasını da unutmamak gerek.


2003 - EyeToy
Sony Computer Entertainment America bu kez Web Cam benzeri bir aparatı kullanıcırılarıyla tanıştırdı. Oyuncuların artık oyunlarla hareket ederek ve üzerinde bulunan mikrofon sayesinde seslerini kullanarak etkileşime girmeleri sağlandı.
Kısacası oyuncular artık yavaş yavaş oyunun bir parçası olmaya başlamıştı.


2004 - PlayStation satışları 100 milyonu aştı
The PlayStation olarak adlandırılan PlayStation ve PSOne ürünlerinin satış rakamları 100 milyonu geçmeyi 2004 yılında başardı. Bu sayede ilk kez bir ev konsolu 100 milyon satış rakamına ulaştı ve kırılması güç bir rekor kırdı.


2004 - PlayStation 2 Slim
Aynısını daha önce Playstation için yapan Sony, bu kez PlayStation 2'nin incecik bir versiyonunu hazırladı. Eski büyük kasa PlayStation 2'nin neredeyse dörtte biri boyutta olan PlayStation 2 Slim'in en büyük özelliği ek bir aparata ihtiyaç duymadan internete rahatlıkla bağlanabilmesiydi.
Bu sayede çevrimiçi oyun oynamak PlayStation 2 sahipleri için azap olmaktan çıkıp oldukça kolay bir iş haline gelmişti.

2005 - PSP - 1001
Sony bu kez taşınabilir konsol piyasasında yer almak istiyordu vePlayStation 2 ile neredeyse aynı güce sahip bir el konsolu olan PSP'yi satışa sundu.
UMD disk kullanan bu sistemle artık neredeyse tüm PSOne oyunlarını vePSP için özel üretilen tüm oyunları yolda, arabada, sokakta ve hatta tuvalette (hepiniz yaptınız biliyoruz) oynamak mümkündü. Geniş LCD ekranı sayesinde film izlemek de ayrıca keyifliydi.


2006 - PlayStation 3
PSP ile istediği başarıyı elde edemeyen Sony, yıllardır üzerinde çalıştığı yeni ev konsolu PlayStation 3'ü piyasaya 2006 yılında sürdü. İlk dönemlerini oldukça pasif ve eleştiri altında geçiren PlayStation 3'ün yapabilecekleri ancak yıllar geçtikten sonra anlaşılabildi.
Şu anda son dönemlerini yaşayan PlayStation 3'ün gücünü Uncharted 3: Drake's DeceptionHeavy Rain, God of War 3 gibi oyunlar sayesinde görebildik.



2009 - PlayStation 3 Slim - PSP Go ve PlayStation 2'nin önlenemez başarısı
2009 yılı Sony için oldukça güzel bir yıldı. Zira önce PlayStation 3'ün ince versiyonunu piyasaya sürdüler, ardından da başarısızlığını asla tahmin edemeyecekleri PSP Go'yu. PlayStation 3 Slim günümüzde şişman kasaların yerini aldı ama PSP Go'nun üretiminin durdurulduğunu söylememiz gerek.
Ayrıca aynı yıl PlayStation 2'nin satış rakamları dünya çapında 140 milyonu geçerek daha önce PlayStation'ın kırdığı rekoru daha da ileri taşımayı başardı.


2011-2012 - PS Vita
Sony2005 yılında piyasaya sürdüğü PSP ile istediği başarıyı yakalayamamış olsa da, bu kez çok daha sağlam bir şekilde taşınabilir konsol piyasasına giriş yaptı diyebiliriz.

2013-2014 - PlayStation 4